Neden birkaç bin yıldır Çin'in en az ilerici ülke olduğu söyleniyor? Tarih boyunca, yukarıda yüksek bir imparator, aşağıda ise kölelerin yere sürünerek ve diz çökerek yaşadığı bir düzen var. Binlerce yıldır, her bir ailenin çiftçisi, güneş doğarken çalışıp, güneş batarken dinlenerek neredeyse tamamen aynı bir yaşam sürmüştür. Bu, tüm toplumun yapısıdır. Tarımın en büyük özelliği, her yıl, her yıl, her yıl yaptığı işi tekrar etmesidir; üretim neredeyse aynıdır. Bu tür bir üretim ve yaşam biçimi. Onların en çok korktuğu şey nedir? En çok korktukları şey, doğadaki o aniden gelen değişikliklerdir; toplumsal üst katmandaki o aniden gelen değişikliklerdir. Bu aniden gelen değişiklikler, onların sürekli tekrar eden yaşamlarını tamamen altüst edebilir. Neden Çin'de tarih boyunca 'düşünürler' ve 'entellektüeller', yani sosyal elitler, sürekli olarak imparatora, 'hareket etme, değişiklik yapma' diye çağrıda bulunmuşlardır? Çünkü bu değişmezliği korumak istemektedirler. Teorik olarak bakarsak, bu gerçekten de Çin'in kaderidir. Çin'in imparatorluk sistemi neden birkaç bin yıl boyunca devam edebilmiştir ve her bir hanedan, bir öncekiyle tekrar etmiştir; yeni bir ilerleme, yeni bir gelişme olmamıştır. Shandong'da bulunan birçok arkeolojik eser, 2000 yıl önceki tarım üretim araçlarının, 20. yüzyılda bile Çin'de hala kullanılan ana tarım araçları ile neredeyse aynı olduğunu göstermektedir; armut, nektarin gibi bu şeyler neredeyse aynı kalmıştır. Bu, bu toplumda bu alanda neredeyse hiçbir ilerleme ve değişim göremediğimizi gösterir. Yıllar boyunca, bu sosyal yapının böyle olmasından kaynaklanmaktadır. İmparatorun hanedanı, her şeyden daha fazla istikrar arayışındadır.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Neden birkaç bin yıldır Çin'in en az ilerici ülke olduğu söyleniyor? Tarih boyunca, yukarıda yüksek bir imparator, aşağıda ise kölelerin yere sürünerek ve diz çökerek yaşadığı bir düzen var. Binlerce yıldır, her bir ailenin çiftçisi, güneş doğarken çalışıp, güneş batarken dinlenerek neredeyse tamamen aynı bir yaşam sürmüştür. Bu, tüm toplumun yapısıdır. Tarımın en büyük özelliği, her yıl, her yıl, her yıl yaptığı işi tekrar etmesidir; üretim neredeyse aynıdır. Bu tür bir üretim ve yaşam biçimi. Onların en çok korktuğu şey nedir? En çok korktukları şey, doğadaki o aniden gelen değişikliklerdir; toplumsal üst katmandaki o aniden gelen değişikliklerdir. Bu aniden gelen değişiklikler, onların sürekli tekrar eden yaşamlarını tamamen altüst edebilir. Neden Çin'de tarih boyunca 'düşünürler' ve 'entellektüeller', yani sosyal elitler, sürekli olarak imparatora, 'hareket etme, değişiklik yapma' diye çağrıda bulunmuşlardır? Çünkü bu değişmezliği korumak istemektedirler. Teorik olarak bakarsak, bu gerçekten de Çin'in kaderidir. Çin'in imparatorluk sistemi neden birkaç bin yıl boyunca devam edebilmiştir ve her bir hanedan, bir öncekiyle tekrar etmiştir; yeni bir ilerleme, yeni bir gelişme olmamıştır. Shandong'da bulunan birçok arkeolojik eser, 2000 yıl önceki tarım üretim araçlarının, 20. yüzyılda bile Çin'de hala kullanılan ana tarım araçları ile neredeyse aynı olduğunu göstermektedir; armut, nektarin gibi bu şeyler neredeyse aynı kalmıştır. Bu, bu toplumda bu alanda neredeyse hiçbir ilerleme ve değişim göremediğimizi gösterir. Yıllar boyunca, bu sosyal yapının böyle olmasından kaynaklanmaktadır. İmparatorun hanedanı, her şeyden daha fazla istikrar arayışındadır.