Bazı insanlar takıntılı değildir, sorunlara gerçeklere odaklanarak yaklaşırlar, arzuların etkisi altında kalmazlar. Arzuları ne kadar güçlü olursa, o kadar fakir olurlar; bir süreliğine zengin olsalar bile, sonunda iflas ederler. Birçok insan yatırım yaparken, varlıkların on katına çıkacağını hayal eder ve bu yüzden körü körüne yatırım yapar, hatta kaldıraç kullanır; sonuç olarak, her şeyini kaybeder çünkü gerçekler arzulara göre gelişmez. Gerçek servet anlayışı şudur: beş milyon, elli milyar kazansanız bile, olayların özünü net bir şekilde görmek ve kendinizi ve açgözlülüğünüzü bir kenara bırakmak gerekir. Kendiniz ne kadar zayıf olursa, gerçeği görme engelleri o kadar az olur. Buffett, dünya çapında en zengin adam olmasına rağmen, otuz yıldır aynı evde yaşıyor, eski bir araba kullanıyor ve küçük bir şehirde çalışıyor; lüks peşinde koşmuyor çünkü arzusu yok. Mutluluğu, paranın kurallarını anlamaktan geliyor, harcamaktan değil. Arzusu olan insanlar kolayca kandırılır, sermaye ve kurumlar tarafından manipüle edilir; paranın özünü anlayanlar ise parayı kontrol edebilir, para kazanmayı bir oyun olarak görebilirler, boş bir gösteriş aracı olarak değil. Paranın özünü görmek, onun bir araç olduğunu anlamak ve "arzular olmadan" yaşamak, servetin en yüksek seviyesidir.